Kim Zengin, Kim Fakir.
Kim zengin, Kim fakir.
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor ve nefsin idaresi altına giren kullarına duyuruyor.
Bismillâhirrahmanirrahim:
"Ya eyyühennasü, Entümül fukaraü İlâllah VALLAH’ül Ganiyyül Hamidü.
Ey insanlar ! Siz ALLAH’a muhtaçsınız ALLAH ise her şeyden müstağnidir.
Her hamda lâyıktır. "(Fatır 15 )
O böyle duyuruyor fakat sağlığı, maddesi, gençliği yerinde olan duyabiliyor mu?
Çok zor, hele yüksek makam sahibi ise, şöhretliyse, halkın pışpışladığı biriyse işi daha
çok zorlaşıyor.
Hele iş yeri sahibiyse çalışan kişinin ibadet yapmasına bile karşı çıkar.
Kendisine verilen imkânların bir gün gelecek kendisinden alınacağını aklına getirmek
şöyle dursun hayalinden dahi geçirmiyor.
Öyle gurura kapılır ki herkese tepeden bakar herkesi küçük görür.
Kendinin emanetçi olduğunu bir gün gelecek kendinin sandığı bütün varlığının
gerçek ölümsüz varlık olan Hz. ALLAH’a kalacağını, düşünemez.
Ne zaman düşünür?
Gençlik bitince, el ayak tutmayınca, gözler kararınca, mirasçılar malları bölüşünce
kendisinin fakir olduğunu anlıyor fakat iş işten geçiyor.
Fakat yeryüzünde yaşayan şuurlu imanlı çok mümin kardeşlerimiz var.
Bunlar ne gençliğine ne sağlığına ne de malına güvenmiyorlar her şeyin Hz. ALLAH’a ait
olduğunu biliyorlar bu emanet güçleri Hz. ALLAH’ın rızasına uygun olarak kullanıyorlar.
Ne mutlu kendinin hiç olduğunu, her şeyin Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilenlere.
Hz ALLAH (c.c) bize ikram ettiği nimetlerinin O'na ait olduğunu, O'nun Gani bizim fakir
olduğumuzu bize unutturmasın inşaALLAH.
Kalpteniman Yusuf Kutan