Muhyiddin İbni Arabi ks. Hazretlerinin duyurduklari,
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri,
Kendilerini Hazreti Allaha vakfeden kullardan bahsediyor.
Bunların zahiri görünüşü, çardak ve maksurelerde hapis edildiği, burada ibadetle meşgul oldukları, ve yine burada farzlarla, nafile namazlarına devam gibi zahiri işlerle uğraştıkları bilinir. Bunlar adetlerini bozmazlar. Onların herkesin iyi bildikleri şeyleri yapmaya davet edilmeleri lüzumu
yoktur. Çünkü bunlar fesat ve kötülük bilmeyen kişilerdir. Bunlar gizliliğe sahiptir. Bunlar son derece emindirler. Gözleri
dünyaya ve insanlara kapalıdır.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz , bu noktayı işaret ederek dedi ki:
"Korkusu seri olan, kıldığı namazdan zevk alıp ALLAH’ın ibadetini iyice başaran, Gizli ve açık işlerde Rabbına itaatli olan, Büyük görünmemek bilinmemek, ibadetlerini göstermemek için gözden saklayan, mahremiyetlere, gizli ve aşikar tecavüz etmiyenler benim nazarımda en çok sevdiklerim bunlardır ve bunlar benim evliyamdır." buyuruyor.
Bu büyük ve ulu kişiler nefislerini terk ettikleri için bu yoldan artık hiç bir şekilde ayrılmazlar. Çünkü onlar bilirler ki, Hak Teâla onları hiç bir kimse için halk etmemiş ancak kendisi için halk etmiştir. Bu sebeple nefisleri her zaman ancak ALLAH için çalışır. Şayet Hak Teâla onlara halkın gözünde büyütmek için kendi arzuları ile bu yola girmiş olduklarını göstermek isteseydi Onu yapardı. Kim mani olabilirdi. Fakat bunları gizleyip, kapamakla bu ululuğu örtmüştü. Bunlar umumiyetle
halkın gözünden saklanmayı ve ALLAH’a yönelmeyi tercih ederlerdi. Bu hal ve tesettür ile kendi nefislerinden dahi ulaştıkları basamakları saklarlardı. ki, bunu baş kasına nasılgösterebilsinlerdi. Halk onunla konuşursa o da konuşur Çünkü Hak Teâlanın daima kendisini kolladığını bilir. Halktankendisine bir şey duyurulursa kendi de bildiğini onlara duyurur. İnsanlarla ve kalabalıkla ünsiyeti azdır. onlarla düşmez kalkmaz. ancak komşuları ile sık görüşür ki,
onlar kendisinin ne işle meşgul olduğunu bilmesinler.
Küçüklerin gönlünü alır, dulların hayrına koşar, çocukları ile ailesi ile, ALLAH’ın rıza gösterdiği şekilde, onlarla meşgul olur.
hatta oynar ve onları oyalar. Onlarla mizah eder, ancak hakikati konuşur. Kendilerinden çıkma bir mevzuu başkalarından duyarsa o mevzuu terk ederek başka bir mevzuu ele alır.
bunu yapamazsa bildiği bir mevzuu üzerinde konuşur.
Çünkü bunlar kalpleriyle ALLAH’tan başka bir mefhumla
uğraşmadıklarından bununla kendilerini korudukları için,
bu ilahi basamaklara varmışlardır. Onlar ancak manen
Hak Teâla ile otururlar. Konuşmaları ALLAH rızasına uygundur.
Onlar her zaman Hak Teâlanın huzurunda ayaktadırlar.
Yalnız ALLAH’ın emirlerine bakarlar. Daimi olarak onlar
ALLAH rızası istikametinde hicrettedirler.
Ağızları nutukları lafzı celaldir. ALLAH’tan alırlar ona verirler.
Ve ona tevekkül ederler. ALLAH’ın nezdinde ikamet ederler.
Kendi nefislerinin dahi nerede olduğunu bilmezler. Onlar gaybın içinde saklıdırlar. Onlar Hak Teâlanın kuzularıdır.
Peygamberlerin bulunduğu sahada yemek yerler. ve bunlar
Peygamberlerin alimleridir, tabileridir. Ve onlara candan
bağlıdırlar. Onların çarşısının yegane müşterisidirler.
İşte bu ulu kişiler Peygamberlerin bulundukları durak ve basamakları bilir ve halleri de böyledir.
ALLAH doğruyu söyler ve hidayet yolunu kullarına gösterir.
Diyor. Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi kendisine böyle samimi iman eden kullarından olmamızı nasip etsin . Amin.
Vel hamdü lillahi Rabbil alemin .
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed
Kalpteniman Yusuf Kutan